22 Kasım 2016 Salı

Komşunun bahçesindeki çimen...

Komşunun bahçesindeki çimen hep daha yeşildir...
Kişi kendinde olmayana imrenerek bakar, yaşamadığı hayata özenir, ama filmin esasında, çimen yine de çimendir...
Kimileri yaşadığı ile mutludur, kimseye bakmaz... Kimileri mutsuzluktan kudurmuştur, herkes ve her şey ona batar...
Yeşilin onlarca tonu olsa da, çimenin çimen olduğunu bilerek yaşamakta fayda var... İmrenerek baktığınız her hayatın içinde tahmin edemeyeceğiniz zorluklar olduğunu unutmayın... Ama her şekilde imrenmenin ötesindeki davranış da haset ve davranış bozukluğuna girer ki, acil müdahale gereklidir bu tip arkadaşlara... Yoksa ilerleyen durumlarda, çok ciddi vak'alara varan ruhsal bunalımlara ya da şiddetli depresyonlara hazır olmaları gerekir, bu kısmı özet geçiyorum, 'oldukça ciddi rahatsızlıklar yolunda' haset ve davranış bozukluğu olan insanları bana kalırsa YALNIZ başlarına bırakmakta da fayda vardır...
Kendi çimenlerinin üzerinde keyif almasını bilen herkese SELAM olsun... ;)
MeRT

20 Ağustos 2016 Cumartesi

Kandırılan beyinler...

500'lü seneler ile 2000'li senelerin boş beyinleri arasında herhangi bir gelişim mi umuyorsunuz? Ummayın... Kullanılmayan beyin, doğal ortamında o senelerde nasıl gelişiyorsa, bu senelerde de 3 aşağı 5 yukarı (mesnetsiz görsel medya desteklilik farkından dolayı 3 aşağı 5 yukarı diyorum) aynı mertebede gelişmekte...
Kullanılmayan beyin maalesef hep aynı... Basit, sade ve her koşulda biat eden türden... Biata devam... Bugün kandırıldık dersiniz, yarın biz böyle biliyorduk, değilmiş dersiniz... Her şeyi dersiniz de sadece biz 'adamız' diyemeyeceğinizi anımsatır geçeriz, sorun yok... Hadi devam nefes almaya... Dünya bir şekilde dönüyor ne de olsa... 
MeRT

5 Temmuz 2016 Salı

Kadir Mısırlıoğlu ve türevleri tarafından yürütülen algı operasyonu...

Aslında gülüyor ve dalga geçiyoruz lakin olay çok ciddi... Yapılan tam bir algı yönetimi operasyonudur... Adamlar, bu saçma bilgilerin doğru olamayacağını bilen kitleyi hedeflemiyor... İleride o kitleyi vuracak kitlenin, zaten boş olan beyinlerine, her türlü sorgulanabilir (sorgulanamayabilir) bilgiyi koyuyorlar...

Finalde o kitleye dedirtecekler ki, aa biz her şeyi yanlış biliyormuşuz (aslında bir şey bilmediklerinin de farkında değiller o da ayrı bir konu da)... Peki neden böyle oldu? Kim yaptı?

Cevap: Cumhuriyet Rejimi

İşte rejim düşmanlarının sinsi oyunlarına aslında ister istemez alet de oluyor olabiliriz, orası şaibeli... Şu an bu kadar aklı evvel ile nasıl tartışılır, münakaşa edilir konularında ben dahi yetersiz kalmaktayım ki, asıl işim o olmasına rağmen... :)

Ya da daha küçük bir ihtimal, komple bize bakın böyle desek de inananlar var ha..iktirin gidin lan siz diyecekler, kafayı yemeden önce son çıkışı aldık aldık, alamadık vay halimize...

Eskiler şanslı yine... Sağ-Sol denmiş de, iki taraf da oturunca masaya, karşılıklı konuşup anlaşabilen, tezat düştükleri konularda tezlerini savunabilen insanlarmış... Şimdi bir taraf yok... Beyin yok, algı yok, bilgi yok, kirlilik çok... Çık başa çıkabilirsen... Denediler denediler, sonunda tutturdular bence ülke üzerindeki en büyük oyunu... Bu oyunun galibi olmayacağı gibi, zayiatı da bir hayli çok olacak...


MeRT

12 Aralık 2011 Pazartesi

İngilizce Atasözleri / English Proverbs


İngilizce Atasözleri / English Proverbs

Give a dog bad name and hang him
Adamın adı çıkacağına canı çıksın


A quiet baby gets no suck
Ağlamayana meme yok


Better late than never
Geç olsun güç olmasın

Easy come, easy go

Haydan gelen huya gider


Barking dog never bites
Havlayan köpek ısırmaz


It never rains, but pours
Aksilikler hep üst üste gelir


Your mother alone will be wail on you
Ağlarsa anam ağlar, gerisi yalan ağlar


You can't teach an old dog new tricks
Ağaç yaşken eğilir


Save up something for a rainy day
Ak akçe kara gün içindir


Every cloud has a silver lining
Her felakette bir hayır vardır


All that glitters isn't gold
Her sakallıyı deden sanma


Man make houses, women make homes
Yuvayı dişi kuş yapar


Better lose the saddle than the horse
Zararın neresinden dönülürse kardır

A rolling stone gathers no moss

Yuvarlanan taş yosun tutmaz


If the cap fits, wear it
Yarası olan gocunur


Cheats never prosper
Yalancının mumu yatsıya kadar yanar


Too many cooks spoil the broth
Horozu çok olan köyde sabah erken olur


Two cunning men will not try to make a dupe of each other
İki cambaz aynı ipte oynamaz


Talk of the devil and you'll see his hoofs
İti an çomağı hazırla


A friend in need is a friend indeed
Dost kara günde belli olur


A change is as good as a rest
Tebdili mekanda hayır vardır


Don't teach your grandmother to suck eggs
Tereciye tere satılmaz


Cleanliness is next to godliness
Temizlik imandan gelir


Do as the Romans do when in Rome
Ya bu deveyi güdersin, ya bu diyardan gidersin


Speech is silver, but silence is gold
Söz gümüşse sükut altındır


The early bird gets the worm
Sona kalan dona kalır


He that laughs last laughs best
Son gülen iyi güler


Once burnt twice shy
Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer


Good words are worth much, and cost little
Tatlı söz yılanı deliğinden çıkarır


Throw out a sprat to catch a mackerel
Kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez


All his geese are swans
Karga yavrusunu şahin görür


As you make your bed, you lie on it
Kendi düşen ağlamaz


Spare the rod and spoil the child
Kızını dövmeyen dizini döver


The apples on the other side of the wall are the sweetest
Komşunun tavuğu komşuya kaz görünür


Nothing venture, nothing have
Korkak bezirgan ne kar eder ne ziyan


Covards die many times before their deaths
Korkunun ecele faydası yoktur


The rotten apple injures its neighbours
Körle yatan şaşı kalkar


Bad news travels fast
Kötü haber tez yayılır


As you sow, so you shall reap
Ne ekersen onu biçersin


Christmas come but once a year
Papaz bir kere pilav yer


Who pays the piper calls the tune
Parayı veren düdüğü çalar


Everything comes to him who waits
Sabreden derviş muradına ermiş


All well that ends well
Sonu iyi biten herşey iyidir


It's not over until the fat lady sings
Dereyi görmeden paçaları sıvama


An apple a day keeps the doctor away
Güneş girmeyen eve doktor girer

23 Ekim 2011 Pazar

DİN HAKKINDA 2 KELAM (Yazar: R.Mert ERDUMLU)

Hz.Muhammed'in ardından gelen 4 Halife'den 3'ü öldürülüyor, mezhepler arası birçok çatışma, kanla sonuçlanıyor. Bunlar da DİN'in içindeki gerçekler... 1970'li yıllara geliyoruz Malatya, Maraş ve Çorum'da mezhep kavgaları yüzünden ne kanlı olaylar olduğunu sanırım benden daha iyi biliyorsunuz. Mevzu ne? DİN... 1993 senesinde, Sivas'ta 33 aydın diri diri yakılmak suretiyle katledilirken mevzu DİN, muhataplar ise ALLAHSIZ'lar... Bunlar size mantıklı geliyor mu? Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşları hakkında, ölümleri meşru ve farzdır diye fetva veren bir DİN adamı: Dürrizade Abdullah. Kendisi Padişah Vahdettin'in Şeyhülislam'ıdır... Açın bakın, Kur'an-ı Kerim'in hangi ayetine dayanarak bu fetvayı vermiş, bana ya da aklı selim herhangi bir insana izah edebilin... Diğer yandan Atatürk'e destek veren, ölümüne karşı ve Kurtuluş Savaşı'nı destekleyici fetva yayınlayanların başında da Ankara Müftüsü Börekçizade Rıfat Efendi geliyor. Atatürk, Sivas Kongresi ardından, Ankara'ya dönerken Hacı Bektaş'a uğruyor ve burada Bektaşi Babası ve Alevi Dedesi ile yani 2 ayrı liderle görüşüyor ve desteklerini alıyor. Bir DİN adamı ölümüne fetva verirken , birçok DİN adamı da destekliyor Mustafa Kemal Paşa'mızı... Ama insanlara günümüzde ne öğretilmeye çalışılıyor? Atatürk, dinden uzak bir insandı... İçkiye ve kadına düşkündü... Ben de diyorum ki, devrin sultanı, Kanun-i Sultan Süleyman, büyük bir din lideriydi de aynı zamanda... Kadına düşkün müydü, değil miydi? 40 küsür hanımı ve 160 küsür çocuğu olmuş muydu, olmamış mıydı? Dine uzak mıydı, yakın mıydı? Değerli büyüklerim, misallerim şunu vurgulamak içindir: "KALPLERDE OLANI YALNIZ VE YALNIZ ALLAH BİLİR"... Parantez ve sıfat gereksinimi duymadan ALLAH yazdığım için, bırakın konuyu ALLAH ile aramda halledeyim, sakın ona da karışmayın. Zaten, ALLAH ile KUL arasında hiç kimse ve hiçbir şey yoktur şeklinde ki ayet-i kerimeyi de, sanırım biliyorsunuzdur. O yüzden, insanların dinleri, inanışları ve inanış biçimleri tartışmaya açık bir konu değildir. DİN, felsefesi yapılacak ve konuşularak şöhret olunacak bir mevzu hiç değildir. Ortaçağ feodal toplumlarının akıl seviyeleri, tüm konuları din ile çözmek ve dini tüm meselelere ait etmek üzerineydi. Lakin, günümüz 2011 yılında, teknolojinin de sunduğu imkan ve nimetler yardımıyla, akıl ve mantığın ve daha hızlı erişilebilir bilimin eşliğinde, mevzuları inanıp, inanmamak ya da DİN ve DİNSİZ gibi ayrımlara girerek halledemeyeceğimizi, sanırım görmek için günümüz çocuk zeka seviyesine sahip olmak yeterlidir. Saygılarımla, R.Mert ERDUMLU - Ekim, 2011

20 Ekim 2011 Perşembe

Basari icin never stop.. (Yazar: Yigit KUCUKCALI)

Basari icin never stop..

Basariya ulasmak nedir? Bir urunu dogru pazarlayabilmek midir, cok para kazanabilmek mi? Yoksa babanizdan daha basarili olmak mi?

Basari nasil kazanilir? Mutlu olarak mi tatmin olarak mi?

Bir seyin en iyisini yapinca mi basariya ulasilir? Aslinda her zaman en iyisini daha dogrusu daha iyisini bir baskasi yapamaz mi? Bir basari sonrasinda basariyi gelistirmezsek elbette baskasi daha iyisini yapacaktir. Hicbir sey en basarili olarak kalmadi. Apple sihirbazi Steve Jobs bu konuda cok dogru bir soz soylemisti: "urununu baskasi mahvetmeden sen mahvetmelisin". Bu sadece bir 'urun' icin gecerli degildir aslinda. Bu bir fikir ya da bir amac icin de gecerlidir. Gunumuzde herseyin bir yaraticisi olsa bile bircok sahibi vardir. Cunku insanlar her zaman daha iyisini yapabilecegini kanitlamak ister. Bu yuzden asla bir basari kalici olamaz. Her zaman daha basarili bir seyler tarafindan gecilecektir. Onemli olan ne kadar sure basarili kalacagidir. Surekli basari icin mutlak olan kural kendini ve basarini her zaman daha da gelistermek sarttir.

Bir urun, bir fikir, hatta ikili bir iliski bile gelistirilmeye her zaman aciktir ve muhtactir. Bunu yapabilmenin tek yolu insanin kendisine olan yatirimidir. Basari aslinda insanin kendisine ne kadar yatirim yaptigi, kendisini ne kadar gelistirdigidir. Insanin kendine kattigi her bir sey aslinda bir basaridir veya basarinin temelini olusturmaktadir. Her zaman icin savundugum bir dusuncem vardir. 'insan her zaman karsisindakini dinlemelidir, karsisindakinin buna degmeyecegini dusunse bile'. Bunun sebebi sadece saygi degildir. Elbette bir insan her zaman herkesi dinleyemez. Fakat dinlemeye calistikca en umitsiz oldugu kisiden bile, belki sadece bir kelime bile olsa, birseyler ogrenebilir. Bir konusmaci karsisinda 'yorgun' dusup uyuyanlari bile gorebiliriz. Bana gore bu insan basarinin yorgunluguna mahkum olmustur. Bu insan basariya sahiptir ya da oyle oldugunu dusunur. Aslinda bu kisinin basarisi coktan gecilmistir. Artik o basari ona ait degildir. Cunku ondan daha onde olanlar vardir. Fakat o kisi bunu zamanla anlayacaktir. Basarisinin gecildigini gordugu zaman pisman olacaktir belki de. Ufacik bir detay, belki de bu kadar onemli olabilecektir.

Genel olarak bilinen bir sozu yinelemekte fayda var bence: "basari detaylarda saklidir". Aslinda bu sozun ne kadar dogru oldugunu anlamamiz hic de zor degildir. Basarili her seyin ufak detaylardan olustuguna ve gene ufak detaylarla daha basarili olabilecegine her zaman sahit olabiliriz. Ustelik bu detay yeni bir fikir olmasa bile. Ornegin iphone'a bakalim. 3. Nesil iphone'a copy-paste ozelligi eklendiginde insanlar buyuk bir mutlulukla bu ozelligi lanse ettiler ve ovduler. Aslinda son derece basarili bir urune belki 5 sene eski bir fikir adapte edilmisti. Fakat bu basarinin golgesinde kalmadi mi? Basarili bir urunu daha da basarili olarak kabul etmedik mi? Burada sadece yeni bir ozellikle basari saglanmadi elbette. Pazarlama basarisini da son derece hakkiyla bizlere sundu bu ornek aslinda.

Hicbir zaman basariyi siniflandiramayiz veya "en iyi" olarak nitelendiremeyiz. Bu yuzden basarili olarak nitelendirilen herkes zamanla basarinin ait oldugu donemle anilirlar. Sonrasinda basari bayragi baskalari tarafindan devralinir. Ama bir kisi surekli olarak kendini gelistirmisse basarisi asla unutulmaz. Unlu bazi firmalar veya olusumlarin sloganlarina bakacak olursak: "never stop exploring, never stop moving, never stop learning, never stop looking..." bu yuzden "never stop... " Basari sizin icin ne ifade ediyorsa...


Saygılarımla / Best regards / Mit freundlichen Grüssen

Yigit KUCUKCALI